Vajinismus tedavisi için İngiltere'den gelen hastamızın başarı hikayesi...
Ayşegül hanım (28 yaş, öğretim üyesi, 1,5 yıllık evli, İngiltere)
Orman da karşıma iki yol çıktı. Ben az kullanılmış olanı seçtim, sözleriyle biter çok sevdiğim bir şiir. Hayatım boyunca karşıma çıkan bütün sorunlarla bu şekilde başa çıktım ben. Az kullanılmış yolu seçtim hep ve çoğunlukla doğru yolda bu oldu.
Adını telaffuz etmekten hala hoşlanmadığım bu sorunla karşılaştığımda öyle şaşkındım ki kabullenmem zaman aldı. 1,5 yıl kadar bir zaman. Bu öyle bir durumdu ki kendime bunun bir sorun olduğunu itiraf bile edemedim. Ve çok kullanılan yolu seçtim, yok saydım, yadsıdım, bununla yaşamaya alışmaya çalıştım. Algılayamadım başlarda. Kendi seçtiğim sevdiğim istediğim biriyle evlendim. Öncesinde 2 yıllık bir flört dönemimiz olmuştu.
Birbirini bizim kadar seven bu kadar anlayan kimse olamazdı. Bizim böyle bir sorunumuz olamazdı. Hep böyle düşündüm. Nasıl olsa çözerim dedim başlarda, yardım almak aklımın ucundan bile geçmedi, zaman geçtikçe de zorlaştı tabi. Ben de mücadeleyi tamamen bıraktım. Zaten eşim her konu da olduğu gibi bu konuda da son derece anlayışlıydı. Bu konu da hiçbir zaman kendimi suçlu hissetmedim. Eşim de hiçbir zaman bana böylesi bir duygu hissettirmedi.
İlk andan itibaren bunun toplumumuzda kadın cinselliğine uygulanan baskı ve yasaklamalar sonucu istemsizce oluşan ve yıllar boyunca verilen yanlış mesajlarla pekiştirilen bir problem olduğunu düşünüyordum. Ama bu konu da yani bunu çözmek adına da bir şey yapmıyorduk. Birçok kişiye şaşırtıcı gelse de bu rahatsızlık bizim evliliğimizde en ufak bir soruna bile yok açmamıştı. Ne sevgimizde bir eksilme, ne bir uzaklaşma, ne de bir gerginlik.
Süleyman bey e gelmeden aylar önce bir jinekologla görüşmüştüm. Fiziksel bir sorun olup olmadığını öğrenmek istedim. Öylesine cahildi ki bu konuda beni korkunç yöntemlerle muayene etmeye çalıştı. Ölmek istedim o jinekolog sandalyesinde. Kendimi çok çaresiz, çok zavallı hissettim. Ve sandalyeden kalktığımda bu artık gerçek bir problemdi benim için. Bir daha asla bir jinekolog sandalyesine oturmam dedim ve konu benim için kapandı.
Bunun bir rahatsızlık olduğunu biliyordum elbette ama kendimde bunu çözecek gücü asla bulamıyordum. Aklıma hep o muayene esnasında yaşadıklarım hissettiklerim geliyordu. Beynimin en arkalarına itip başka sorunlarla uğraşıyordum hep. Zaten yapacak yeterince işiniz varsa ya da yoktan iş üretebiliyorsanız kendinize ve çok anlayışlı bir eşiniz varsa bu problemi siz kendiniz – sadece kendiniz – istemediğiniz sürece çözemezsiniz.
Bir gün bir arkadaşım için gittiğimiz bir klinikte bir broşür tutuşturdular elime. VAJİNİSMUS HASTALARI gibi bir başlık vardı, çok şaşırmıştım. İnanılmazdı okuduklarım 5 yıldan, 10 yıldan beri bunu yaşayan insanlar vardı. Bu doğru olabilir miydi? Bu insanlar aptal mı neden bu kadar beklemişler, diye sorarken birden onlardan biri olduğumu fark ettim. 5 yıl sonra o broşürde kendi öykümü anlatırken buldum kendimi ve çok büyük bir hata yaptığımı anladım.
Bu sorun bekleyerek çözülmüyordu. Süleyman beyle ilk görüşmemiz de bana ‘vajinismus bir erteleme ve yok sayma hastalığıdır’ demişti. Her şeyi özetliyor aslında bu. Ertelemek aslında bu hastalığın bir özelliğidir. Herkesin yaptığıyla çok kullanılan yoldu. Oysa ben yine az kullanılan yolu seçmeliydim, biran evvel çözmeliydim bu sorunu. İşte böyle bir an da buldum Süleyman beyi. İnternet sayfasını okudum, inceledim. Üstüne fazla düşünmeden, nedenini nasılını fazla sorgulamadan bir telefon açtım Hera kliniğe.
Öyle emindi ki Süleyman bey kendinden şaşırdım doğrusu. Ben sadece 3 günüm var diyordum. O çözeriz diyordu. Ben ya olmazsa diyordum, o hiç başarısız olmadık diyordu. Ben o sandalyeye oturmam diyordum o sadece 35 saniye ve hiç canın yanmayacak diyordu. Kabul ettim. Çarşamba günü başladı tedavi, Cuma günü ben biliyordum ki bu sorun tamamen çözülmüştü. Hera kliniğin kapısından içeri girdiğim an şunu hissettim.
Beni anlayan, ne hissettiğimi, neden korkup çekindiğimi bilen insanlar vardı burada. Süleyman beye olan teşekkür borcumu anlatacak bir kelime bulamıyorum, her cümle bir öncekinden daha sıradan geliyor. Kendisi gerek konuşmalarıyla, gerek yaklaşımıyla inanılmaz güven verici bir insan. O olmasaydı ben bu sorunu asla çözemezdim, kendisine minnettarım. Çalışanları Ayla hanım ve Gözde hanım’a tüm yardımları için sonsuz teşekkürler. Lütfen şunu unutmayın, sorun, çözmediğiniz sürece hep sorundur. Ve onu bugün çözmek her zaman yarın çözmekten daha kolaydır.
Vajinismus Başarı Hikayesi - İngiltere15.07.2020
Yurt Dışından Vajinismus Hastaları
Vajinismus tedavisi için İngiltere'den gelen hastamızın başarı hikayesi...
Ayşegül hanım (28 yaş, öğretim üyesi, 1,5 yıllık evli, İngiltere)
Orman da karşıma iki yol çıktı. Ben az kullanılmış olanı seçtim, sözleriyle biter çok sevdiğim bir şiir. Hayatım boyunca karşıma çıkan bütün sorunlarla bu şekilde başa çıktım ben. Az kullanılmış yolu seçtim hep ve çoğunlukla doğru yolda bu oldu.
Adını telaffuz etmekten hala hoşlanmadığım bu sorunla karşılaştığımda öyle şaşkındım ki kabullenmem zaman aldı. 1,5 yıl kadar bir zaman. Bu öyle bir durumdu ki kendime bunun bir sorun olduğunu itiraf bile edemedim. Ve çok kullanılan yolu seçtim, yok saydım, yadsıdım, bununla yaşamaya alışmaya çalıştım. Algılayamadım başlarda. Kendi seçtiğim sevdiğim istediğim biriyle evlendim. Öncesinde 2 yıllık bir flört dönemimiz olmuştu.
Birbirini bizim kadar seven bu kadar anlayan kimse olamazdı. Bizim böyle bir sorunumuz olamazdı. Hep böyle düşündüm. Nasıl olsa çözerim dedim başlarda, yardım almak aklımın ucundan bile geçmedi, zaman geçtikçe de zorlaştı tabi. Ben de mücadeleyi tamamen bıraktım. Zaten eşim her konu da olduğu gibi bu konuda da son derece anlayışlıydı. Bu konu da hiçbir zaman kendimi suçlu hissetmedim. Eşim de hiçbir zaman bana böylesi bir duygu hissettirmedi.
İlk andan itibaren bunun toplumumuzda kadın cinselliğine uygulanan baskı ve yasaklamalar sonucu istemsizce oluşan ve yıllar boyunca verilen yanlış mesajlarla pekiştirilen bir problem olduğunu düşünüyordum. Ama bu konu da yani bunu çözmek adına da bir şey yapmıyorduk. Birçok kişiye şaşırtıcı gelse de bu rahatsızlık bizim evliliğimizde en ufak bir soruna bile yok açmamıştı. Ne sevgimizde bir eksilme, ne bir uzaklaşma, ne de bir gerginlik.
Süleyman bey e gelmeden aylar önce bir jinekologla görüşmüştüm. Fiziksel bir sorun olup olmadığını öğrenmek istedim. Öylesine cahildi ki bu konuda beni korkunç yöntemlerle muayene etmeye çalıştı. Ölmek istedim o jinekolog sandalyesinde. Kendimi çok çaresiz, çok zavallı hissettim. Ve sandalyeden kalktığımda bu artık gerçek bir problemdi benim için. Bir daha asla bir jinekolog sandalyesine oturmam dedim ve konu benim için kapandı.
Bunun bir rahatsızlık olduğunu biliyordum elbette ama kendimde bunu çözecek gücü asla bulamıyordum. Aklıma hep o muayene esnasında yaşadıklarım hissettiklerim geliyordu. Beynimin en arkalarına itip başka sorunlarla uğraşıyordum hep. Zaten yapacak yeterince işiniz varsa ya da yoktan iş üretebiliyorsanız kendinize ve çok anlayışlı bir eşiniz varsa bu problemi siz kendiniz – sadece kendiniz – istemediğiniz sürece çözemezsiniz.
Bir gün bir arkadaşım için gittiğimiz bir klinikte bir broşür tutuşturdular elime. VAJİNİSMUS HASTALARI gibi bir başlık vardı, çok şaşırmıştım. İnanılmazdı okuduklarım 5 yıldan, 10 yıldan beri bunu yaşayan insanlar vardı. Bu doğru olabilir miydi? Bu insanlar aptal mı neden bu kadar beklemişler, diye sorarken birden onlardan biri olduğumu fark ettim. 5 yıl sonra o broşürde kendi öykümü anlatırken buldum kendimi ve çok büyük bir hata yaptığımı anladım.
Bu sorun bekleyerek çözülmüyordu. Süleyman beyle ilk görüşmemiz de bana ‘vajinismus bir erteleme ve yok sayma hastalığıdır’ demişti. Her şeyi özetliyor aslında bu. Ertelemek aslında bu hastalığın bir özelliğidir. Herkesin yaptığıyla çok kullanılan yoldu. Oysa ben yine az kullanılan yolu seçmeliydim, biran evvel çözmeliydim bu sorunu. İşte böyle bir an da buldum Süleyman beyi. İnternet sayfasını okudum, inceledim. Üstüne fazla düşünmeden, nedenini nasılını fazla sorgulamadan bir telefon açtım Hera kliniğe.
Öyle emindi ki Süleyman bey kendinden şaşırdım doğrusu. Ben sadece 3 günüm var diyordum. O çözeriz diyordu. Ben ya olmazsa diyordum, o hiç başarısız olmadık diyordu. Ben o sandalyeye oturmam diyordum o sadece 35 saniye ve hiç canın yanmayacak diyordu. Kabul ettim. Çarşamba günü başladı tedavi, Cuma günü ben biliyordum ki bu sorun tamamen çözülmüştü.
Hera kliniğin kapısından içeri girdiğim an şunu hissettim.
Beni anlayan, ne hissettiğimi, neden korkup çekindiğimi bilen insanlar vardı burada. Süleyman beye olan teşekkür borcumu anlatacak bir kelime bulamıyorum, her cümle bir öncekinden daha sıradan geliyor. Kendisi gerek konuşmalarıyla, gerek yaklaşımıyla inanılmaz güven verici bir insan. O olmasaydı ben bu sorunu asla çözemezdim, kendisine minnettarım. Çalışanları Ayla hanım ve Gözde hanım’a tüm yardımları için sonsuz teşekkürler. Lütfen şunu unutmayın, sorun, çözmediğiniz sürece hep sorundur. Ve onu bugün çözmek her zaman yarın çözmekten daha kolaydır.