VajinismusVAJİNİSMUSErtelemeyin, ÖzgürleşinBAŞARI ÖYKÜLERİMENÜ

Vajinismus Risk Faktörleri

Vajinismus Risk Faktörleri

Vajinismus Nedir?

Vajinismus; istemsiz vajinal kasılmalar nedeniyle, kişinin istemesine rağmen, vajina içerisine penis, parmak, tampon veya ultrason cihazı gibi muayene aletlerini alamaması olarak özetlenebilir. Vajinismus risk faktörleri oldukça değişkenlik göstermektedir. Çünkü vajinismus oluşumunun altında yatan pek çok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin %90’ı psikolojik kökenliyken, %10 kadarı da fiziksel (yapısal) sebeplere dayanmaktadır.

Fiziksel sebeplerin çoğu doğuştan gelen sebeplerdir ve kimde ortaya çıkacağı tahmin edilemez. Genellikle anatomik, bazen de inflamatuar sebeplere bağlı olarak oluşan yapısal sebepler için risk faktörlerinden bahsetmek daha zordur. Bahsettiğimiz yapısal faktörler nadir görülen durumlardır.

Vajinismusun altında yatan ana faktörler ise psikolojik kökenlidir. Vajinismus bilinçaltında var olan gerçekdışı korku, kaygı veya bazı kodlamalar sonucunda vajinal kasların kontrolünün kaybedilmesi şeklinde gerçekleşir. Bir anlamda “psikofizyolojik” bir reaksiyondur. Problemin temelinin psikolojik olması, yaşanılan durumun fizyolojik olmasına engel değildir. Vajinismuslu hastaların yaşadığı basit bir ilişkiye grime korkusu değil, gerçek bir “kontrolsüz vajinal kasılma” dır.

Vajinismus Nedenleri

Peki vajinismusu olan kadınlarla konuştuğumuzda en çok hangi hikayeler karşımıza çıkıyor dersiniz? Hangi faktörler bir kadının vajinismus olma ihtimalini arttırıyor olabilir? Kız çocuklarımızı ve genç kızlarımızı ileride vajinismus olmaktan nasıl koruyabiliriz? Gelin birlikte bakalım...

Tuvalet eğitimi esnasında yaşanan travmalar: Tuvalet eğitimi çocukların cinsel kimlik eğitiminde en önemli noktalardan biridir. Çocukların kendi cinsel kimliklerini keşfetmeye başladıkları 3 yaş civarında verilen tuvalet eğitimi esnasında ebeveynlerin çok hassas olması gerekmektedir. “Çişini kaçırırsan poponu yakarım.” tarzı korku ve tehdit içeren sözler çocukların cinsel kimlik gelişimine ciddi bir darbe vurmaktadır. Ayrıca tuvalet temizliği esnasında “Dur, elleme, fazla bastırma, öyle temizlenmez, zarar verirsin…” gibi genital bölgesinde koruması gereken ve zarar görebilecek bir şeyler olduğu düşüncesini çocuğun zihnine sokacak söylemler de ilerleyen dönemlerde cinsellikle ilgili problemlere neden olabilmektedir.

Küçük yaşlardan itibaren genital organlara dair verilen negatif izlenim:

  • “Çek elini orandan bir daha görmeyeyim”
  • “Kapat eteğini, külotun görünüyor ayıp, kızlar öyle oturmaz”
  • “Ellenmez oralar bir şey olur, zarar verirsin!”

Ne kadar sık duyduğumuz söylemler öyle değil mi? Henüz 4-5 yaşındaki bir kız çocuğuna “ört eteğini, kapat bacaklarını, elleme” vs demeye başlayıp; hayatı boyunca iki bacağının arasında bakmaması, açmaması ve dokunmaması gereken bir şey olduğunu söylerseniz o kız çocuğunun büyüyünce vajinismus olması değil olmaması bir mucize olacaktır!

Mastürbasyon yaptığı fark edilen çocuk veya genç kızın korkutulması: Mastürbatif davranışlar hem kız, hem de erkek çocuklarında ortalama 2 yaş civarında başlamaktadır. 2 yaşındaki bir çocuk tabii ki cinselliğin ne olduğunu bilmemektedir; ancak genital organlar uyarılabilir organlardır ve onlar da bunu fark ederler. Bu yaştaki bir çocuğun genellikle koltuk kenarı gibi bir yere sürtünme davranışı fark edilirse yapılması gereken şey yumuşak cümlelerle dikkatini dağıtmaktır. Kızmak, bağırmak, “bir daha böyle yaptığını görmeyeyim” demek ise kafasını karıştırıp korkutmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Genç kızlık çağında ise mastürbasyon son derece normal bir davranıştır. Erkek çocuklarla kız çocuklar arasında bu açıdan bir fark bulunmamaktadır. Mastürbasyon genellikle vajinaya giriş olmadan klitorisin dışta kalan kısmına uyarı verilerek gerçekleştirilir. Bu yaşlarda mastürbasyona verilen negatif tepkiler genç kızda yaşadığı duygular nedeniyle kendini suçlama duygusu yaratabilmektedir.

Bu durum da kendini cinselliğe ve cinsellikle ilgili tüm duygulara kapatmaya kadar gidebilmektedir. Yapılabilecek en güzel şey; belli bir yaşta cinsellikle ilgili doğru bilgilerin yer aldığı bir kitap hediye etmek olabilir. Böylelikle yaşadığı duygu ve değişimlerin normal olduğunu anlamak onu kendi cinselliği ile barışık tutacak, vajinismus olmasının önüne geçecektir.

Adet olmakla ilgili aktarılan negatif duygular: Adet olmak yani menstruasyon toplumumuzda “hastalanmak, kirlenmek” olarak ifade edilmektedir. Adet kanamasının bitmesi de “temizlenmek” olarak bilinir. Oysaki adet olmak ne kirlenmektir ne de hastalanmak!

Adet görmeniz son derece sağlıklı bir üreme sisteminiz olduğunu ve “üreyebileceğinizi” gösterir. Bu derece mutlulukla karşılanması gereken bir durumun bu derece saklanması gereken bir duruma dönüştürülmesi gerçekten endişe verici bir durumdur. Genç kızlara adet olduklarında bunu saklamaları gerektiği, hijyenik pedleri birilerinin görmesinin son derece ayıp olduğu, hatta adetken banyo yapmalarının da sakıncalı olduğu söylenmektedir. Bu söylemler genç bir kızın cinsel kimliğine ve cinselliğine ciddi bir darbe vurabilmektedir.

Cinsel duygular hissetmenin yanlış bir şey olduğuna inandırılma: Cinselliği çağrıştıran şeyler izlendiğinde, okunduğunda veya düşünüldüğünde kişide cinsel bir uyarılma meydana gelmesi son derece doğaldır ve sağlıklı bir birey olduğunu göstermektedir. Ancak eğer bu duyguların son derece “ayıp, günah” olduğu, böyle hisler hissettiği için cezalandırılacağı söylenirse o genç kız ileride kendi cinselliğini baskılayacaktır.

Bir ilişki yaşamak istediğinde veya evlendiğinde de cinsel istek duyduğunda kendini suçlu hissedecek, haz duyarsa cezalandırılacağından endişe edecektir. Bu durum da kimi zaman vajinismusa, kimi zaman da cinsel isteksizlik veya orgazm problemlerine yol açabilmektedir.

Kız-erkek ilişkilerine dair yasaklı tutumlar: Küçük yaşlardan itibaren kız-erkek ilişkilerine arkadaşlık dışı anlamlar yüklemek veya erkeklerin kızlara zarar verecek kişiler olduğunu, bir erkekten uzak durması gerektiğini anlatmak kız çocuklarında ciddi güven problemleri oluşturmaktadır. Bu şekilde yetiştirilen kız çocukları ileride eşlerine de güvenip kendilerini ve bedenlerini teslim edememekte; vajinismus problemi ile daha sık karşılaşmaktadırlar.

İlk gece ile ilgili anlatılan gerçek dışı hikayeler:İlk gece hikayeleri” belki de toplumumuzun kanayan yarası ve vajinismusun en büyük sebebidir. “Canım o kadar çok yandı ki günlerce oturamadım.” , “O kadar çok kanamam oldu ki hastaneye kaldırıldım.”, “Bir kadınla erkek kilitlenip kalmışlar o şekilde hastaneye götürülmüşler.” gibi abartılı veya gerçek dışı anlatımlar henüz cinsel deneyimi olmayan genç kızlarda travmatik düzeyde etkiler yaratmaktadır.

Pek çok vajinismus hastası kadınla konuştuğumuzda altta yatan en büyük faktörün ilk gece hikayeleri olduğunu görmekteyiz. Cinsellik haz ve eğlence dolu bir olayken; ağrı, acı, kanama beklentisi kişilerde kontrol edilemez bir korkuya ve dolayısıyla da istemsiz bir kasılmaya yol açmaktadır. Bu konuda yapılabilecek en doğru şey; anatomik yapılar ve cinsellikle ilgili doğru zamanda doğru bilgileri verebilmektir. Cinsel ilişki ile ilgili negatif yorumların ise henüz cinsel ilişki yaşamamış bir genç kız veya kadınla paylaşılması yoğun bir kaygı yaratmak dışında bir işe yaramayacaktır. Cinselliğin doğasında ağrı ve acı bulunmamaktadır.

Cinselliğin acı çekerek yaşanan bir şey olduğunun anlatılması: “Cinsel ilişki erkek isteyince yaşanır, zaten ağrılı bir şeydir, kadınlar zevk almaz.” düşüncesi tamamen yanlıştır. Cinsellik iki taraf için de keyifli ve haz doludur; eğer cinsel ilişki esnasında ağrı ve acı varsa altta yatan başka bir problem var demektir. Bu anlatılarla yetişen bir genç kızın cinsel ilişkiden korkup vajinismus olmasından doğal bir şey olamaz tabii ki! Cinselliğin iki yetişkinin keyifli, eğlenceli ve mahrem bir paylaşımı olduğunu anlatmak en doğru yaklaşım olacaktır.

Kızlık zarı olgusu: Toplumumuzun kanayan yarası “kızlık zarı” olgusudur! Kanadı-kanamadı, yırtıldı-yırtılmadı, patladı-patlamadı… Oysaki kızlık zarı ne patlar, ne de yırtılır! Aslında bir “zar” dan bahsetmek de pek mümkün değildir. Kızlık zarı olarak ifade edilen “hymen”; vajina girişinde bulunan, halka şeklinde, ortası açık ve esnek yapıda bir mukoza artığıdır. İlk ilişki esnasında biraz esneyerek çentiklenebilir, bazı zamanlar bu çentiklenme de meydana gelmeyebilir. Kişiden kişiye yapısı değişmekle birlikte çoğu zaman esnek bir yapıda bulunmaktadır.

Pek çok kişinin zannettiğinin aksine ilişkiden önce kapalı olup ilk ilişki ile açılan kapak gibi bir yapı değildir. Çocukken yüksekten zıplama, bisiklete binme gibi durumlar da herhangi bir şekilde himeni etkilemez.

Ancak küçük yaşlardan itibaren “namusunun ve bekaretinin tek simgesi” olan kızlık zarını koruması gerektiği nasihatleri ile büyütülüp; ilk ilişki esnasında büyük bir acı ve kanama ile bu zarın “patlayacağını” (!) öğrenen bir genç kız hızla vajinismus hastalığına doğru yol alır! Gerçekte ise bu anlatılanların hiç birinin doğruluk payı bulunmamaktadır.

Bir kadının nasıl bir anatomiye sahip olduğunun; vajinanın, hymenin ve cinsel ilişkinin ne olup ne olmadığı doğru bilgilerle doğru yaşta anlatıldığında çarpık bilgilerin bilinçaltını zaptedip vajinismusa yol açması engellenmiş olacaktır.

Kadının cinsel isteğinin bulunmasının ayıp-günah-uygunsuz olduğunun düşünülmesi: Kadınların cinsel istekli olmasının ayıp veya günah olduğu düşüncesi pek çok kadında cinsel isteksizlik, bazı kadınlarda da vajinismusa neden olabilmektedir. Kendi cinsel dürtülerini baskılama yoluna giden kadınlarda istemsiz vajinal kasılmalar görülebilmektedir. Cinselliğin doğal ve her iki cins tarafından da arzu ve talep edilebilen bir şey olduğu mutlaka anlatılmalıdır.

Dinsel baskılar: Küçük yaşlardan itibaren cinselliğin ve cinsellik esnasında haz almanın günah olduğu gibi katı dinsel öğelerle büyütülen kız çocuklarında vajinismus daha sık görülmektedir.

Aşırı kontrolcü ve mükemmeliyetçi ebeveynlerle büyüme: Vajinismuslu hastaların bir kısmında korku ve endişe dolu duygular hakimken, diğer kısmında ise aşırı kontrolcü kişilik yapısı hakim olabilmektedir. Kimi zaman pozitif gibi görülen telkinler negatif etkiler yaratabilmektedir.

Mesela “Ben kızıma o kadar çok güveniyorum ki bir tabur askerin arasına girse gözüm arkada kalmaz.” cümlesi, genç bir kızda pek çok negatif duygu yaratabilmektedir. Karşı cinsten birisine karşı hissettiği duygular sonrasında kendini suçlu hissetme veya anne babasına ihanet ediyormuş duygusuna kapılma görülebilmektedir. Bu durumda bilinçaltı cinselliği anne babaya ihanet olarak kodlayabilmektedir ve ilk ilişki deneyiminde vajinismus karşımıza çıkabilmektedir.

Bu durumun bir benzeri de aşırı kontrolcü ebeveynlerdir. Hayatı boyunca tüm kararları anne babası tarafından alınmış, kontrolcü ve mükemmeliyetçi yetiştirilen genç kızlar yetişkin birer kadın olduklarında kendi bedenlerinde kontrolü ele alamayabilirler. Bu durum da sıklıkla vajinismus olarak karşımıza çıkmaktadır. Unutulmamalıdır ki; her vajinismus hastasının arkasında bambaşka bir hikaye bulunmaktadır.

Vajinismus risk faktörü: “Mizaç”

Tüm bu risk faktörlerinin yanında çok önemli bir nokta da şüphesiz ki kişinin mizacıdır. Kimi zaman aynı ailede, aynı şekilde büyütülmüş 5 kız kardeşten sadece 1 tanesinin vajinismus olduğunu görürüz. Bu durum; benzer risk faktörlerine maruz kalmış 5 kadından sadece 1’sinin kanser olması gibi bir durumdur. Bir hastalığın ortaya çıkışında kişisel faktörler de en az çevresel faktörler kadar önemli rol oynamaktadır.

Vajinismusun önüne geçebilmekte en önemli nokta ise olması gereken yaşta ve doğru bilgilerle verilecek cinsel eğitimdir. Çocukluk çağından itibaren sağlıklı bir cinsel eğitim alan kız çocuklarının ileriki dönemlerde vaijnismus olma riskli azalacaktır. Gerçek dışı korku ve inanışların önüne geçecek en büyük gücün doğru bilgi olduğu unutulmamalıdır.

Soru Sor
HASTA ÖYKÜLERİ
HASTA ÖYKÜLERİ
İLETİŞİM ve RANDEVU
Merkezimiz HakkındaVajinismusErtelemeyin, Özgürleşin
0530 763 34 00